Çumranın Sesi

Çumranın Sesi

26 Nisan 2024 Cuma
DELİCE DEYİP GEÇMEYİN ( HER DERDE DEVA )
Delice deyip geçmeyin, her derde deva olacak nitelikte, şifa veren ürün tamamen bitkisel.
Kategori : ÇUMRA
01 Aralık 2016 17:16
 
DELİCE DEYİP GEÇMEYİN ( HER DERDE DEVA )
Delice deyip geçmeyin, her derde deva olacak nitelikte, şifa veren ürün tamamen bitkisel.

Merhabalar! Sizlere delice şeyler anlatacağım. 

Şimdiye kadar nasıl farkedememişim, hayıflanmamak elde değil. Biliyorum ve görüyorum ki, sizler, benden çok daha fazla hayıflanıp üzüleceksiniz, ama, merak etmeyiniz, sevinmek için de çok sebeblerimiz olacak.

Aşağıdaki satırları, ibadet eder gibi, en saf ve bakir duygularımla ve Allah’tan korkarak yazıyorum.

Her şey, bir dostun aramasıyla başladı. İki güzel çocuğunun ağızlarının içi hepten yara olmuş. Bir kaç hastahane, bir kaç doktor. Şuruplar, merhemler. Netice, sadece bir iki saatlik bir sükunet, ardından feryatlar. Anneler iyi bilirler.

Dost, çağrılarıma cevap veremediği için üzgündü ve özür diliyordu. Özür dilediği sadece ben değildim. Bir başka şahsiyet, zeytinyağının has beyefendisi, yağız Anadolu delikanlısı, soyadı gibi kendisi de tatlı mı tatlı, ismi ile müsemma, Abid mi abid. O da çok aramış, ulaşamamış müşterek dostumuza.

 

Dostum devamla ‘Biliyor musun ne oldu?’ dedi ve anlatmaya başladı.

 

Hoca, bana çocukları sordu, rahatsızlıkları hakkında bilgi aldı ve dedi ki: ‘Selma Hanım’ size, yarın, şoförüm ile bir koli gönderiyorum. Lütfen o şişelerdeki yağı, çocuklarınızın ağzına, yaraların üzerine tatbik ediniz. Geçmiş olsun.’

Sabah sekizde bir şoför geldi ve koliyi verdi; Baktım, içinde, yüz gramlık, bir düzine şişe. Açtım birini, kokladım. Zeytinyağı idi. Şaşırdım. Bir mana verememiştim. Başka da çarem yoktu, ucu pamuklu bir çöpe buladım yağı ve çocukların itirazlarına aldırmayarak sürdüm yaralarının üzerine. Bir on dakika geçti ve üç gündür yemek yemeyen çocuklarım ‘Anne, açız!’ demeye başladılar. Hem şaşırmış hem de mutlu olmuştum. Hafif ve yumuşak bir şeyler hazırladım, kırılmış gibi yediler, üzerine, kana kana birer bardak da su içtiler doğru oyuna.

Üç gündür uyumamıştım doğru dürüst. Hemencecik sofanın üzerinde uyuyakalmışım. Kaç saat geçti bilmiyorum, kapım güm güm vuruluyordu. Kapıyı açtım, çocuklardı. ‘ Anne! Acıktık!’ diyorlardı. Şaşırdım gene. ‘Açın ağzınızı bir bakayım!’ dedim. Yara halâ oradaydı ancak, kızarıklık gitmişti.

‘Durun çocuklar! Bir parça daha bu yağdan sürelim!’ dedim. Tekrar sürdüm. Bu defa itiraz etmemişlerdi. Acıtmıyordu. Tekrar, yemeklerini yediler ve gene oyuna koştular. Gene uyumuş kalmışım.

 

Tekrar, zil sesi ile uyandım. Akşam olmuştu. Gene çocuklardı. Gene acıkmışlardı. Bir şeyler hazırladım ve yedirdim. Çok yorgundular. Ağızlarını yıkattım. Pijamalarını giydirdim ve tekrar o yağı tatbik etmek için ağızlarını açtırdım. Görüntü, daha iyi idi. İyileşiyordu yara. Üçüncü defa sürdüm. Çok geçmeden sere serpe uyudular kaldılar. Top atsan uyanmayacak derecede idiler. 

Şaşkınlığım geçmemişti. İnsanlık hali işte. Hoca’ya da biraz bozulmuştum. ‘İlâhi Hoca, bende zeytinyağı mı yok?’ demiştim ilk etapta. Beni bilirsin. Bazan, düşünmeden patlarım öylesine işte.

Neyse, sabah oldu. Bu arada, ben de güzel ve huzurlu bir uyku çekmişim. Çağırdım çocukları ve sordum ağızlarındaki yara ne alemde diye. ‘Anne, acımıyor artık!’ dedi ikisi birden. Açtırdım ağızlarını, gördüm ki, ne beyazlık, ne kızarıklık, ne şişlik.. sadece yaraların izi, kabaca hatlarıyla belli. Sevincimi anlatamam. Hemen bir posta yağ tatbiki daha. Çocukları, oyun bahçesine gönderdim.

Bu yağ, nasıl bir zeytinyağı ise, kim yaptı ise, tek kelime ile bir mucize idi. Hoca aklıma geldi. Hemen aradım. Teşekkür ettim. Merakımı onunla paylaştım. Dedi ki

‘Selma Hanım, o yağ, Delice zeytin yağı. Her derde deva. Bazı hastahanelerde, içerisinde, normal yağlara göre, üç dört kat daha fazla Fenol maddesi barındırdığından, kanser ilaçlarına takviye olarak kullanılıyor. Ancak, sayısız kullanma alanı var. Saçınızın döküldüğü bir yere tatbik edin, parmaklarınızla ovun saçsız yerinizi bir onbeş yirmi gün ve neticeyi kendiniz görün. Ayrıca, her sabah aç karına ve yatmadan önce birer tatlı kaşığı içerseniz, derinizde ve saçlarınızda oluşacak parlaklığa, canlılığa şahit olacaksınız...’

Ne diyeceğimi bilememiştim. Tam anlamıyla şaşırmıştım. Şu ana kadar, dünyanın en iyi yağlarını kullanıyordum ama bu yağdan bahsedildiğini asla duymamıştım.

Dostumun anlattıkları beni de etkilemişti. Dedim ki: ‘Ben de isterim o yağdan!

O yağı elde etmek çok zor. 30-35 kilo yaban zeytini, binbir meşakkatle dağlardan toplanıp, aynı gün sıkılmalıymış. Bu yüzden çok pahalı. Birileri, mililitresini bir liraya, yani litresini bin liraya satıyorlarmış. Hoca ile bir de sen konuş.’ dedi dostum.

Hemen Hoca’yı aradım. ‘Hocam, o yağdan bana bir kaç ton gönderiniz lütfen. Burada bir sürü müzmin hasta var tanıdığım. Onlara bir faydam olursa ne mutlu bana.’ der demez Hoca kahkahayı bastı.

 

Servet Bey, bir on kilo bulabilirseniz, şapkanızı havaya atın. Ben bir bakayım, ne yapabilirim.’

Şaşırdım tabiki. Yaban zeytinleri dağlardaydı. Köylüler bulunacaktı, toplattırılacaktı itinayla ve çok zor şartlar altında. O mübarek yabani zeytin ağacı, o kadar dikenli idi ki, toplayan kişilerin eldivenlerini kısa zamanda işe yaramaz hale getiriyordu. Plastik ya da metal kablarda olmazdı, özel tabii torbalara doldurulacaktı, toprağa değmeyeceklerdi, gölgede saklanacaklardı ve aynı gün sıktırılacaklardı.

Biraz da araştırdım:

-Vücudun immun sistemini muazzam derecede güçlendiriyor. Bağışıklık sistemimiz için vazgeçilmez bir şey.

-Barsakları düzene koyuyor, karaciğeri ve pankreası rahatlatıyor.

-Nişasta ve şekerin bileşik yaptığı kütleleri resmen eritiyor, dolayısıyla, selülitleri yok ediyor.

-Damar tıkanıklıklarının müsebbibi bu kütleleri erittiğinden, el ve ayak hatta diğer uç noktalardaki kılcal damarlara kan akışını, oksijen ve enerji girişini sağladığı için, el ve ayak uyuşmalarına(Erkeklerinki dahil), soğukluklara meydan bırakmıyor. İktidarsızlıkların fiziksel boyutu halledilmiş oluyor.

-Vücudun orijinal motor yağı. Bütün eklem yerlerinde, dört dörtlük tabii yağlama sağlanıyor, kemiklerimiz kuru sürtmüyor. 

-Bütün iç ve dış yaralara, kapanmayan yaralara meydan okuyor, kısa zamanda yarayı halledip kapatıyor.

-Cildiniz, saçlarınız pırıl pırıl, pürüzsüz, farkediliyor derhal.

...

Yahu daha ne diyeyim! 

 

Hoca’ya baskı yaptım. Sağolsun, usanmadan, bıkmadan, Türkiyenin sekiz ayrı bölgesinden, güvendiği kişilere toplattırdı, itinayla sıktırdı, depolattı. 

 

Zannedersiniz belki de, tonlarla yağ sıkıldı. Hayır!

Sadece 350 litre. 250 ml.’lik şişelere dolduruldu ve hastalarını bekliyorlar İzmir’de, Kopenhag’ta.

Bu muazzam yağın farkına ilk, Selma Olive Oil, Sasoliva A.Ş olarak yarışmaya bizzat katıldığı,       2 Nisan’da, Burhaniye’de yapılan 9. Ulusal Zeytinyağı Yarışmasında, İtalyan, Yunan ve Portekizli zeytinyağı eksperleri vardı.Yağın tadına baktılar ve dediler ki.’ Bu yağ, ara sıra, dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkan, eşsiz nefaseti olan ve o en nadir görülen kuşburnu meyvemsiliğinde ....Tam puan veriyoruz...’ O yağ, resimde de gördüğünüz gibi, Selma Olive Oil’e, Türkiye birinciliği, Altın Madalya kazandırdı.

O yağların hepsi bizimdi. O dostum, sağolsun, hatırımı gütmüş, yanıma geldi ve bana iki şişe o yağdan getirmiş. Hemen birisini, kardeşim ilan ettiğim Tomi’ye verdim. Aylardır, midesindeki üç adet, kanamaya hazır yarasından dolayı, süt bile içemiyordu. Mama benzeri bir şeyler yapıp yiyordu. Kahve, siğara, çay dahi yasaktı. 

 

Dün, Tomi ile buluştuk. Bana dedi ki, ‘Ellerim yağlı, git bana, en acısından iki kahve al gel petrol istasyonundan.

Şaşırmıştım. Bir kaç aydır kahve içemiyordu.Yemek yiyip yemediğini sordum. ‘Hayır!’ dedi. Gitmek istemedim. Aylardır, acılardan nasıl kıvrandığına bizzat şahit idim. Çaresiz gittim ve getirdim. İçti. Sonra, tesadüfen, tamirhane sahibi de verdi birer kahve. Onu da içti, benim bütün itirazlarıma karşın. Bir kaç saat gözledim Tomi’yi. En ufak bir sorun yok. Ülserli, bütün gün yemek yememiş ve üstüne iki koyu makine kahvesi.

Bugün gene görüştük Tomi ile. Midesini sordum. ‘Nema problema!’ dedi Yugoslavca. Problem yok! Arkasından ilave etti: ‘Bir gün bir akşam sektirmedim, hep o yağdan içtim.’

Sonra, ellerini uzattı ve dedi ki ‘Bak! Hep soğuktular, yumruğumu sıkamıyordum.’

Yumruğunu sıktı, ellerini avuçlarım içerisine aldım, sıcacıktılar, kan dolaşıyordu. 

Tomi, sonra, daha önceden kan pıhtılarının olduğu bölgeleri gösterdi, nohut büyüklüğünde pıhtılar vardı önceleri. Onlardan eser kalmamıştı. Ve, bu Tomi, bir kaç ay evvel, beyninde kan pıhtılaşması oluştuğu için son anda kurtarılmıştı.

 

Tomi, gerek kalb krizinden gerekse de mide ülserinden yırtmıştı. Bir mutlu oldum, bir mutlu oldum, anlatamam. Bütün servetimi harcamış olsam da, vallahi hiç gözüme görükmezdi.

 

Şimdi, o yağları bekliyorum dört gözle. Yugoslav kızı bacım Silvana, bütün iç organları yara bere içinde yıllardır; Kızım İdil’in Afganlı arkadaşı Sara, dilinin ucundan, bütün uzuvlarına kadar yara bere içerisinde. Her ikisi de on yıldır çaresizler. İnşallah, onlar da kurtulacaklar...

Düşündüm, taşındım ve kendi ülkemde, bu yağa ihtiyacı olan daha çok kardeşimiz vardır dedim; Biraz da milliyetçiliğim tuttu işte, çok görmeyin. Bana gelecek 1000 şişe Türkiye’de kalsın, Türkiye’de kalacak olan 400 şişe İskandinavya’ya gelsin dedim.

Yani, şu anda, bin şişe, bu sene için, en orijinal haliyle, Allahın, binlerce yıl önce yarattığı gibi, ne aşı, ne gübre, ne hormon, ne budama, ne sulama... herşeyi Allah’a kalmış, çok uzun soluklu, çok dayanıklı bir garip ağacın meyvesinin suyu. Şık, zarif, orijinal ve güzel.

 

Bir üç hafta denemenizi hassaten salık veriyorum. Fiyatı da, muadili gibi görünen diğer Delice yağlarının sadece yüzde kırkı. Fahiş kâr amacı gütmemiş İzmir’den Selma Olive Oil. İstanbul ayağından Gıyasettin Kösen Beyefendi.

Ne diyeyim başka?

Selma Arısoy Hanımefendi(Selma Olive Oil-Sasoliva A.Ş)

Türk Zeytinyağı sektörüne, gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında yaptığınız hatırı sayılır sayısız katkılarınız, Hanımefendi duruşunuz, bir çok genç hanım girişimcimize de ilham vermektedir. İyi ki varsınız!

 

İLETİŞİM : 05425945243

Servet Şahin, Dr. ing.

Kopenhag


Okunma : 1303
Bugünün en çok okunan haberleri
Gündem haberleri
Son dört günün en çok okunan haberlerini gösterir
Ayın en çok okunan haberleri için tıklayın