Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, Koronavirüs ve alınan tedbirlerle ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına teşekkürle başlayan Saydam şunları ifade etti; “Koronavirüs gibi küresel bir sorun ile mücadele ediyoruz. Tüm milletimize sağlık, sıhhat afiyet diliyoruz. Öncelikle bugüne kadar hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına, geride kalanlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Bu virüsle mücadelede büyük risk altında canla başla çalışan sağlık çalışanlarımıza, tedbirlerin uygulanması için fedakârca gayret gösteren kolluk kuvvetlerimize, zor şartlar altında haber almamızı sağlayan basın çalışanlarımıza ve özellikle ihtiyaçlarımızın karşılanması için üretime devam eden üreticilerimize ve çalışanlarına gönülden teşekkür ederiz.”
Koronavirüsle ilgili Evde Kal çağrısında bulunan Saydam; “Devletimizin almış olduğu tedbirleri azami gayret göstererek uygulamaya çalışıyoruz. Bu kapsamda alınan tedbirlere, evde kal çağrılarına ve virüsten uzak kalabilmek için Sağlık Bakanlığı’nın ve Bilim Kurulunun açıkladığı kurallara hassasiyetle uymamız gerektiğini biz de aynen ifade ediyoruz. Unutmayalım ki tedbirlere ne kadar riayet edersek, koronavirüs ile mücadelemiz o kadar etkili olacaktır. Bu sebeple, özellikle mecburi haller dışında halkımızın evlerinde kalmasını, dışarıya çıkmak zorunda kaldığında ise sosyal mesafeyi koruyarak özellikle el hijyenine hassasiyetle dikkat etmelerini istirham ediyoruz” dedi.
DÜZENLEMELER FAYDALI AMA YETERLİ DEĞİL
Açıklanan paketlerin halka temas etmediğini vurgulayan Saydam, “Tabi ki bunları söylerken, bu kuralları hatırlatırken bu kuralların uygulanabilirliğini de konuşmamız gerektiğine inanıyoruz. Sosyal devlet anlayışıyla koronavirüsle mücadele ederken, halkımızın da mağdur olmaması için her türlü tedbirin alınması gerekmektedir. Bu anlamda hem hükümetimiz hem de yerel yöneticilerimiz bir takım destek paketlerini açıklamaktadırlar. Bu açıklanan paketler halkımızın derdine derman olmaya yeterli gelmemektedir. Bu kapsamda yapılması gerektiğini düşündüğümüz bazı hususları dile getirmek istiyorum” dedi. Yapılan düzenlemelerin faydalı ama yeterli ve uygulanabilir olmadığını belirten Saydam; “Koronavirüsle mücadele kapsamında, kuaförler, lokantalar, çay ocakları ve kafeler, kantinler, alışveriş merkezlerinde ki mağazalar, evde kal çağrısına uyup işyerlerini kapatanlar, anaokulu ve kreşler gibi daha burada sayamadığımız pek çok esnafımız işyerlerini kapatmak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla sadece Konya’da binlerce insanımız ya işsiz kalmış ya da ücretsiz izne çıkarılmıştır. Bir de buna işyeri sahiplerini de ilave ettiğimizde rakam daha da büyümüştür. Dolayısıyla virüs sebebiyle önemli bir kitle neredeyse evine ekmek götüremez hale gelmiştir. Bu sebeple yoksul ailelere 1000’er lira destek verilmesi önemli bir adımdır, fakat yeterli değildir. Diğer taraftan büyükşehir belediyemizin açıklamış olduğu belediye mülklerinde oturan kiracılardan kira alınmaması, su fiyatlarının 2019 rakamlarında kalması, işinden olmuş kişilerden su parasının alınmaması, ödeyemeyenlerin sularının kesilmemesi gibi hususlar vatandaşımızın faydasına olmakla beraber hem yeterli değil hem de uygulanabilir değildir” ifadelerine yer verdi.
EVLERE 15-20 TON SU ÜCRETSİZ VERİLMELİ
Saydam, sözlerine şu şekilde devam etti; “Bu yapılacak yardımların, desteklerin yapılabilmesi için ortaya koyduğunuz bazı kıstaslar var. Haliyle bu desteği vermek için, vatandaştan bunu belgelemesini, ispat etmesini isteyeceksiniz. Vatandaşımız da bunu belgelemek için kapı kapı dolaşacak, size gelecek, bunu belgeleyecek, siz de bunları incelemeniz neticesinde uygun görülürse bu kişilere bu desteklerden faydalandırmanız gerekecektir. Dolayısıyla bu bir yandan ‘Evde Kal’ çağrısı yaparken, diğer taraftan da vatandaşı sokağa çıkmaya zorlamaktır. Sizin açıkladığınız sosyal yardım yapılacak insanlar bile bugün PTT önlerinde, yardım kuruluşları önlerinde ciddi yığılmalar oluşturmakta ve virüsün yayılmasına imkân sağlamaktadır. Bunlara hepimiz şahit olmaktayız. Bizim önerimiz şudur. Bürokrasi sarmalından kurtulmak, belge evrak işleri ile uğraşmamak adına, büyükşehir belediyemiz 2 ay boyunca tüm hanelere 15-20 ton suyu ücretsiz vermelidir.”
İŞİNİ KAYBEDEN VATANDAŞIN AİLE FERTELERİNE 1000’ER TL VERİLMELİ
Saydam, bir diğer öneri olarak da; “Diğer taraftan daha önce çağrısını yaptığımız bütün vatandaşa 1000 TL verilsin çağrımızı yineliyoruz. Ancak bu verilmiyorsa bile en azından yukarıda saydığımız esnaflarımıza, burada çalışırken işsiz kalan vatandaşlarımıza işi evraka, bürokrasiye boğmadan, meslek odalarımızın da yardımıyla hanesinde bulunan kişi sayısınca 1000 ‘er TL destek verilmesi gerekir” dedi.
ÇİFTÇİMİZ HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ
Tarımla ilgili endişelerini dile getiren Saydam; “Bu virüs hadisesi göstermiştir ki; teknoloji ve bilim alnında güçlü olmak kadar tarım alanında da güçlü olmak gerekmektedir. Şehrimiz bir tarım şehridir. Sanayimiz bile tarıma dayalıdır. Bu sebeple ülkemizin geleceğini düşünerek çiftçilerimizin her zamankinden daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bir taraftan koronavirüsle mücadele devam ederken öbür taraftan tarım üretimin sekteye uğramadan ve hatta artarak sürdürülmesi büyük önem arz etmektedir.” dedi.
Alınması gereken önlemlerle ilgili olarak ise Saydam, “Tarım sektörüne yönelik ivedilikle alınması gereken tedbirleri şu şekilde uygulamakta yarar var.
Çiftçiye milli gelirden mevcut kanunlar gereği ayrılması gereken ve 45 milyar TL’yi bulan payın, bu yıl tam olarak aktarılması,
İhtiyacı olan çiftçiye faizsiz kredi desteği sağlanması,
Çiftçilerin topraklarını ekmesi konusunda tohum, yakıt, gübre ve ilaç desteğinin faizsiz yapılması sağlanmalı hatta daha da ucuza vererek sübvanse edilmesi gerekmektedir.
Bir başka husus da köylerimizde genç nüfusun azalması sebebiyle, çiftçilerimizin büyük bir kısmı 65 yaş üzerinde olduğu dikkate alınarak bu çiftçilerimizin de ekim dikim yapmalarını sağlayacak bir ortam sağlanmalıdır” dedi.
TEDBİRLER HER ALANDA TAM UYGULANMALI
Tedbirlerin her alana tam olarak yayılması gerektiğini ifade eden Saydam; “Bir taraftan üretim devam ediyor fakat virüsle mücadele ile ilgili tedbirlerin yeteri kadar uygulanmadığı ile ilgili bilgiler geliyor. Servislerin işçileri kalabalık taşıdığı, yemekhanelerde sosyal mesafeye dikkat edilmeden yemek servislerinin yapıldığı ve yenildiği bilgileri gelmekte. Hepimizin malumu ki virüsle mücadelenin en önemli kurallarından bir tanesi sosyal mesafeyi korumaktır. Servislerde, yemekhanelerde, soyunma odalarında ve çalışma ortamlarında (tezgahların başında) sosyal mesafeyi korum ak zorundayız. Bu konuda hem işverenler hem de çalışanlar ve de kolluk kuvvetleri gerekli tedbiri almak zorundadır. Unutmayalım ki bu tedbirleri hep birlikte uygularsak, o zaman virüsün aramızda gezmesini engellemiş oluruz.” ifadelerini kullandı.
ESNAFIMIZ FAİZLİ KREDİLERE MAHKÛM EDİLMEMELİ
Esnafa faizli krediden başka bir çıkar yol bırakılmadığını belirten Saydam, şunları kaydetti: “Son olarak zor durumda kalan esnafımıza destek oluyoruz mantığıyla bankaların düşük faizle bile olsa açmış olduğu krediler, esnafımızı daha da zor durumlara sokacaktır. İş yerini kapatmış, yani geliri kesilmiş olan bir esnafın borçlanması ileride hepimizi daha ciddi sorunlarla baş başa bırakacaktır. Bu anlamda devletimizin görevi virüsle mücadele dönemi boyunca esnafımızı faizli kredilerle borçlandırmak değil, asgari giderlerini karşılamak olmalıdır. Dolayısıyla esnafımızın bu zor dönemde faizli kredilere yönlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Buradan bir kez daha tüm vatandaşlarımıza sağlık, sıhhat, huzur ve mutluluklar diliyorum”
Kaynak:Merhaba
