Çumranın Sesi

Çumranın Sesi

02 Mayıs 2024 Perşembe
Kaset komplosunun delilleri Isparta'dan çıktı
MHP Genel Merkezine şüpheli bir delege listesi vererek olağanüstü kurultay istediler.
Kategori : GÜNDEM
21 Temmuz 2017 17:10
 
Kaset komplosunun delilleri Isparta'dan çıktı
MHP Genel Merkezine şüpheli bir delege listesi vererek olağanüstü kurultay istediler.

MHP Genel Merkezine şüpheli bir delege listesi vererek olağanüstü kurultay istediler. Genel Merkez inisiyatifi dışındaki bu maksatlı hamleye ret cevabı verince, sözde muhalifler mahkemeye gitti. MHP'nin ve camianın gelenekleri ayaklar altına alındı. Genel Merkezin karşısına dikilenlerin ekseriyeti, 1 Kasım Seçimlerinde MHP'den aday gösterilmedikleri için partiden intikam almak niyetiyle ortaya çıkanlardı.

 

MHP'ye yönelik kaset komplosunun delilleri Isparta'dan çıktı. 16 Mart 2016'da Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde yapılan aramada, Bilgi İşlem Merkezindeki ana bilgisayarda MHP'ye yönelik kaset komplosunun görüntülerine ulaşıldı. Görüntüler, Bilgi İşlem Merkezindeki ana bilgisayarda saklanmıştı. Yapılan incelemelerde, 2011 seçimleri sırasında sosyal medyaya servis edilen görüntülerin ham ve montajlı halleri bulundu.

 

 

Parti kurullarının 10 Ocak 2016'daki Kızılcahamam toplantısında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran MHP Lideri Bahçeli ise olağanüstü kurultay çağrılarına kapıyı kapattı.

Sözde muhaliflere, haklarını mahkemede aramalarını söyledi.

O sırada, 2009-2015 arasındaki ağır siyaset mücadelesinde vücudu yorgun düşmüş olan MHP Lideri Bahçeli, rahatsızlanmış ve eski hastalığı nüksetmişti.

 

Daha önce kalp ameliyatı olan Bahçeli'nin yeniden operasyon geçirmesi gerekiyordu.

Devlet Bahçeli'nin sağlık sorunları bile sözde muhalefeti merhamete getiremedi.

Devlet Bahçeli'nin 15 Ocak'taGebze'deki bir özel klinikte operasyon geçirmesini fırsat bilerek harekete geçtiler.

MHP Genel Merkezine şüpheli bir delege listesi vererek olağanüstü kurultay istediler.

Genel Merkez inisiyatifi dışındaki bu maksatlı hamleye ret cevabı verince, sözde muhalifler mahkemeye gitti.

 

MHP'nin ve camianın gelenekleri ayaklar altına alındı.

Bozgunculuk, o günlerde özellikle İnternet ortamından besleniyor, sosyal medyada MHP'nin Genel Başkanını hedef alan hafifmeşrep ve ahlak dışı paylaşımlar yapılıyordu.

Bunların çoğu, kendini Ülkücü olarak tanımlayan veya öyle olduğunu iddia eden kimselerdi. 

MHP camiasının kutlu geleneklerine ve Ülkücü ahlakına aykırı ifadelerle dolu bu çirkin paylaşımlar, "dava" kavramının ifade ettiği değerler bütünüyle asla bağdaşmıyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şahsında oturduğu makamın manevi şahsiyeti tahkir ediliyordu.

 

Bundan, hem partinin kurumsal kimliği hem de bütün MHP camiası zarar görüyordu.

Yıkıcı tenkit, eleştiri olmaktan çıkıp bozgunculuk hâlini almıştı.

Onca yıllık siyasi hareketin gelenekleri ve şerefli geçmişi bir kenara bırakılıp birtakım bahanelerle MHP mahkeme kapısına düşürülmüştü.

O günlerde gazetelerde konuyla ilgili "MHP mahkemelik oldu!" "Kurultayı yargı belirleyecek!", "MHP'de yargı süreci başladı! gibi başlıklar atılıyordu.

Bu başlıklar, MHP'yi mahkemeye sürüklemeye kalkanlar için bir utanç vesikasıydı.

 

1 Kasım 2015 Seçimlerinden sonra MHP'nin geleneklerine, fikirlerine, dokusuna, meşrebimize, siyaset ve insan anlayışına aykırı birtakım yollarla başlatılan "suni" kurultay girişimleri, nihayet mahkeme kapılarına kadar uzanmış, yargı yoluyla MHP'yi kayyuma teslim etme çabasına dönüşmüştü. 

Yani Türk milliyetçilerinin mukaddes ve mübarek davası, Ülkücü olduğunu öne sürenlerin çıkardığı tefrika ve fitne yüzünden davalık olmuştu.

MHP camiasının âdet ve teamülleri doğrultusunda Ülkücü iradenin normal yollardan tecellisini beklemek yerine onu yargı erkinin vereceği karara mahkûm etme teşebbüsleri, aslında doğrudan Ülkücü iradeyi hedef almıştı. 

 

Üstelik davayı mahkeme kapılarına götürerek davalık edenler, sütten çıkma ak kaşık değildi.

Genel Merkezin karşısına dikilenlerin ekseriyeti, 1 Kasım Seçimlerinde MHP'den aday gösterilmedikleri için partiden intikam almak niyetiyle ortaya çıkanlardı.

Bunlar; seçim çalışmaları sırasında kıllarını kıpırdatmamışlar, seçimler sırasında arkadaşlarıyla omuz omuza vermemişlerdi.Teşkilatlardan gelen davetlere icabet etmemişlerdi. 

Bu gibilerin o günlerde ortaya çıkıp bayrağı zirveye taşıyacaklarını, MHP'yi iktidar yapacaklarını iddia etmesi inandırıcı değildi.

 

 PARALEL YAPI MEDYASI VE ONUN KUYRUĞUNA TAKILAN YENİÇAĞ DA BAŞ DESTEKÇİLERİYDİ

 

Sözde muhalifler arasında, 1 Kasım Seçimlerinden sonra siyasi hayatları boyunca gezmediği kadar il dolaşanlar vardı. 

İddialara göre paralel yapıdan ekonomik destek gören sözde muhalifler, gittikleri her ilde paralel abi ve ablaların organize ettiği kalabalıklar tarafından karşılanmıştı. 

Uzun konvoylar oluşturuluyor; tantanalı, şaşaalı teşrifat törenleri düzenleniyordu.

Bütün gayeleri MHP tabanında muhalefet rüzgârı estirip genel merkezi devre dışı bırakmak olan sözde muhalifler, gittikleri her yerde "Devlet Bahçeli gidici." havasını pompalıyordu.

Kamuoyunda "Kripto Abla" lakabı takılan sözde MHP genel başkan adaylarından biri; cilalandıkça cilalandı, süslendikçe süslendi; olağanüstü kurultay avazları, semaya yükseldi.

Paralel yapı medyası ve onun kuyruğuna takılan Yeniçağ da baş destekçileriydi.

Bir dönem Gülen'e yakın isimlerden biri olan Hüseyin Gülerce, kamuoyunda "Kripto Abla"nın paralel yapı ile sıcak ilişki içinde olduğunu söylemiş, "Cemaate çok yakındır, şahidi benim." demişti.

Hatta Gülerce'ye göre Kripto Abla'yla FETÖ elebaşı Gülen arasında aracılar selam getirip selam götürürlerdi.

FETÖ'nün eski yakın adamlarından gazeteci Nurettin Veren de 1993 yılında Kripto Abla'nın, vaktiyle kendisinin tavsiyesi üzerine Tansu Çiller tarafından bakan yapıldığını iddia etmişti.

Nurettin Veren'i Çiller'e yollayan da bizzat Gülen'di.

Hatta Veren'in elinde, Kripto Abla'dan gelen imzalı teşekkür mektubu vardı.

Bu ilişkinin iğrenç kokusu daha sonra Isparta'dan çıktı.

Gül rayihasıyla meşhur kentimizden etrafa kötü kokular saçıldı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, 1 Mart 2016'da Etik Haber'e yaptığı açıklamada, olağanüstü kurultay çığırtkanlarına çok sert yüklendi.

Bahçeli,"Kimileri iktidar kapısında çıkar peşinde koşar, kimileri güç odaklarının taşeronluğunu yapar, kimileri de cemaatin yularını boyunlarına takarlar. Ama yine de hiç sıkılmadan 'Ülkücü irade. Ülkücü gelenek' kavramlarının arkasına sığınırlar. Ülkücü iradenin bunları iyi görmesi, anlaması ve doğru değerlendirmesi, Milliyetçi Hareket'in geleceği bakımından hayati önemdedir." dedi. 

Devlet Bahçeli, Gülen cemaatini hedef aldı ve sözde muhaliflerin FETÖ'nün kontrolünde olduğunu belirtti.

Gülen cemaatinin MHP'yi ele geçirerek partileşme ve siyasi sığınak bulma arayışında olduğunu söyleyen Bahçeli, amaçlarını da şöyle açıkladı:

"MHP'nin siyasi çizgisini saptırmak, fikri omurgasını kaydırmak, etkisizleştirerek silik ve marjinal bir konuma itmek, seçim barajının altında kalmasını sağlamak ve siyasetten tasfiye sürecini harekete geçirmek." 

MHP Lideri Bahçeli; açıklamasında, ''Ülkücü Hareket sokağa çekilerek MHP operasyon partisi hâline getirilmek isteniyor." dedi.

 

MHP'YE YÖNELİK KASET KOMPLOSUNUN DELİLLERİ ISPARTA'DAN ÇIKTI.

 

Devlet Bahçeli, "MHP'siz siyaset, MHP'siz Meclis" rüyası görenlerin beyhude çabaladığını şu ifadelerle açıkladı:

"Milliyetçi Hareket'i karanlık siyaset borsalarında pazarlamak isteyenlere, bu kutsal davayı bir yerlere yamamak için seferber olanlara geçit verilmeyecektir. Milliyetçi Hareketin pusulasını saptırmak ve fikri omurgasını kaydırmak için yola çıkanların sonu hüsran olacaktır. Milliyetçi Harekete ayar vermeye çalışmak hiç kimsenin harcı ve haddi değildir.Milliyetçi Hareket, Türk milletinin son direniş kalesidir. Bu kaleyi içerden ya da dışarıdan çökertmek ve zaptetmek hiçbir bedbahta nasip olmayacaktır."

MHP sözde muhaliflerle mücadele ederken Isparta'da yapılan FETÖ operasyonunun ayrıntıları gündeme bomba gibi düştü.

MHP'ye yönelik kaset komplosunun delilleri Isparta'dan çıktı.

16 Mart 2016'da Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde yapılan aramada, Bilgi İşlem Merkezindeki ana bilgisayarda MHP'ye yönelik kaset komplosunun görüntülerine ulaşıldı.  

Görüntüler, Bilgi İşlem Merkezindeki ana bilgisayarda saklanmıştı.

Yapılan incelemelerde, 2011 seçimleri sırasında sosyal medyaya servis edilen görüntülerin ham ve montajlı halleri bulundu.

Örgütün, bu görüntüleri şantaj için sakladığı belirlendi. 

Görüntülerin bulunduğu bilgisayar ve hard diskler, SDÜ Bilgi İşlem Müdürü Halil Karakoç tarafından kaçırılmak üzereyken ele geçirildi.

Bilgisayar ve harddisklerde FETÖ'nün arşivi vardı.

Örgüt, Süleyman Demirel Üniversitesini montaj ve şantaj merkezine dönüştürmüştü.  

Halil Karakoç'un arabasına yapılan operasyonda çok önemli belgelere ulaşıldı. 

Belgeler arasında, FETÖ elebaşı Gülen'in sözde MHP muhaliflerinden "Kripto Abla" denilen kişi için "Onu koruyun." talimatı verdiği bir not da yer alıyordu.

Bunlar, FETÖ ana davasını da etkileyecek olan delillerdi.

Buna rağmen vantuz gibi MHP'ye tutunma çabasından vazgeçmeyen FETÖ, medya vasıtasıyla algı operasyonlarını hız kesmeden devam ettirdi.

Bu arada Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, 8 Nisan 2015'te sözde muhaliflerin olağanüstü kurultay talebini kabul etti. 

Partiyi olağanüstü kongreye götürmesi için de 3 kişiden oluşan kayyum heyeti atandı.

MHP'nin yeniden dizayn edilmesi kapsamında olağanüstü kurultay için yargıdan 'fetva' çıkarılmış, yargı politikaya alet edilmişti.

Karar, genel başkan gelinliği giymeye soyunanlar için "yüz görümlüğü" gibiydi.

Bundan sonra MHP Genel merkezi ile sözde muhalifler arasında mahkeme savaşları başladı.

Bu hukuksuz karar karşısında sevindirik olan şer cephesi, hemen harekete geçti.

Bahçeli'ye saldırmayı görev edinen paralel tetikçi Emre Uslu, 11 Nisan 2016 günü Twitter'dan şu ifadeleri kullandı:

"AKP'liler Devlet beyi AKP'nin MHP'den sorumlu genel müdürü gibi görüyor. Demek ki MHP'de Devlet beyden başka kim gelse AKP'yi sarsacak…" 

Zaman gazetesinin eski Danimarka Temsilcisi Hasan Cücük de aklınca Bahçeli'yi alaya alan sözlerle şer orkestrasına katıldı:

Cücük,"MHP'nin başında zaten kayyım var ki!" diye yazdı.

Nazlı Ilıcak ise "İyi gelişmeler olabilir."mesajını paylaştı.

FETÖ ile kirli ilişkileri su yüzüne çıkan ve yurt dışına kaçan Can Dündar da sevinenler arasındaydı.

8 Nisan günü, "Bütün hesaplar sil baştan!" paylaşımıyla paralel yapının yardakçısı olduğunu gösterdi.

 

DEVLET BAHÇELİ SÖZDE MUHALEFETE SOYUNANLARI VE DEĞİŞİM TERTİPÇİLERİNİ TOPA TUTTU

 

MHP Genel merkezinde 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı itidalle karşılandı ancak kararın temyiz edileceği duyuruldu.

12 Nisan günü MHP adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"MHP'yi haklı şüpheye sevk edecek nedenler vardır ve bir süredir Bağımsız Yargıya olan saygımız nedeniyle uhdemizde tutulmaktadır. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi, kurumsal kimliğine yönelmiş küresel saldırının geldiği boyut karşısında, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdindeki davaya ilişkin olarak elde bulunan veriler aziz milletimizin vicdanıyla paylaşılacaktır. Özellikle yargı organları üzerinde tesir etmeye çalışan aktörler deşifre olduğunda; Türk Milletinin ve Ülkücü Hareketin nasıl bir kumpasla karşı karşıya olduğu anlaşılacaktır."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeliise 12 Nisan 2016 günü grupta yaptığı konuşmada dönen kirli tezgâhı deşifre etti.

Devlet Bahçeli sözde muhalefete soyunanları ve değişim tertipçilerini topa tuttu.

Bahçeli, onların arkasında paralel yapının bulunduğunu açıkça ifade etti.

"Bizim paralele teslim edecek bir partimiz yoktur." diyen Bahçeli şöyle konuştu:

"Vaktiyle Merhum Başbuğumuz Türkeş Bey'i reddeden kafanın temsilcileri bu defa da "kurultay tacirleri" kılığında işbaşındadır.Geçmişte Başbuğumuzu devre dışı bırakmak ve MHP'yi ele geçirmek üzere harekete geçen bir grup başarısızlığa uğramış ve sinmiştir.Bunlar, konjonktür ve vasatı uygun bularak harekete geçmiş, iktidar partisiyle kavgalı paralelin de desteğini alarak sahneye yeni aktörler sürmüşlerdir.Kurultay tacirlerinin kullandığı en ilginç taktiklerden biri, geçmişte Türkeş Bey'e karşı bayrak açanların gerekçe gösterdikleri gibi; bunun bir taban hareketi olduğunu iddia etmeleridir.

"Şu kadar delegenin imzası var." diyenler, imza vermeyen, gelişmeleri esefle takip eden Ülküdaşlarımızın hakkını nasıl ödeyeceklerdir?

Onlar neden göz ardı edilmektedir? Bu acele nedendir?

MHP'nin varacağı yer, alacağı tavır doğrudan Türkiye'nin geleceğini, ülkenin birlik ve bütünlüğünü ilgilendirmektedir.

Özellikle ülkemizin en hayati sorunu olan terörle mücadelede MHP'nin tutumu çok belirleyicidir.İşte küresel aktörler bundan rahatsızdır ve bu itibarla MHP'nin zayıflatılması öngörülmektedir.

Olağanüstü Kurultay komplosu; düpedüz MHP'yi geriletme, AKP'nin işini kolaylaştırma ve paralel örgütü siyasallaştırma stratejisidir.

MHP; Türk milletinin şu badireli günlerinde çölde bir vaha, bir ümit ışığı gibi parlamaktadır.Bir ve bütün hâldeki MHP'ye ülkenin her zamankinden fazla ihtiyacı vardır.Küsecek, küstürecek, darılacak, dargın bırakacak hiçbir dava arkadaşım olmamalı ve de olmayacaktır.Milliyetçi Ülkücü Hareket bir ve bütündür.

Şahsi ikballeri gereğince başkalarının projelerinde ara eleman gibi kullanılanlara fırsat vermeyiz, buyur etmeyiz."

Daha sonra Yargıtay, Ankara'daki Sulh Hukuk Mahkemesinin olağanüstü kurultay yapılması yönündeki kararını onadı. 

Bunun üzerine, MHP bu karara saygı duyulacağını ve gerekenin yapılacağını duyurdu.

MHP Lideri Bahçeli de parti Tüzüğünün kendisine verdiği yetkiye dayanarak 10 Temmuz 2016'da olağanüstü seçimli kurultay yapılmasına karar verdi. 

Ama Kayyum Heyeti ve kendini genel başkan adayı olarak lanse edenler; inisiyatifi elde tutmak niyetindeydi. 

Süreci domine etmek ve parti yönetimini devre dışı bırakmak için 10 Temmuz'u reddettiler. 

10 Temmuz'un iptal yolu, 19 Haziran'da delegeler aldatılarak açıldı.

19 Haziran 2016'da muhalifler korsan bir kurultay düzenlediler.

O gün, yeterli çoğunluk olmadığı hâlde noter marifetiyle varmış gibi gösterildi. 

Ankara'da mevcut olmayan delegeler orada hazırmış gibi lanse edildi.

19 Haziran'da yapılan korsan ve paralel kongre, 10 Temmuz'da yapılması kararlaştırılan olağanüstü kurultayın durdurulmasına yol açtı.

19 Haziran'da yapılan usulsüzlük ve uygunsuzluklar, Çankaya İlçe Seçim ve Yüksek Seçim Kurulundan döndü.

Buna rağmen MHP'nin AKP'nin güdümündeki yargı tarafından desteklendiğine dair iddialar ortaya atıldı.

Aksine yargı içindeki paralelci hâkim ve savcılar sözde muhalefeti destekledi. 

Gayrimeşru ve hukuksuz icraatları mahkemeden dönenlerin, bundan ötürü MHP Genel Merkezini kabahatli bulmaları gülünçtü. 


Okunma : 857
Bugünün en çok okunan haberleri
Gündem haberleri
Son dört günün en çok okunan haberlerini gösterir
Ayın en çok okunan haberleri için tıklayın