Çumranın Sesi

Çumranın Sesi

07 Ekim 2024 Pazartesi
9 Işık Nedir Merhum Alparslan Türkeş
Kategori : ÇUMRA
05 Mayıs 2021 13:54
 
9 Işık Nedir  Merhum Alparslan Türkeş

Dokuz Işık, Ülkücü Hareket’in merhum Başbuğu Alparslan TÜRKEŞ’in, Türk milletini ahlâkta, san’atta, ilimde ve teknikte en ileri ve medenî ülkeler seviyesine çıkarmak için, Türk Devletini güçlü ve Türk Milletini mutlu yapmak için, modern teknikler ile çağdaş ilmin
verilerinden faydalanarak, Türk milletinin imkân ve şartlarını da göz önünde bulundurarak hazırladığı DOKTRİN’DİR.
Ülkücü Hareket’in Başbuğu merhum Alparslan TÜRKEŞ, Yeni Ufuklara Doğru isimli kitabında, DOKUZ IŞIK ile ilgili olarak şunları yazıyor:“Türk Milleti, kendi millî tarihini, örf, âdet ve ananelerini kendi millî hasletlerini dikkate alan, modern ilmi ve tekniği önder alan yüzde yüz yerli ve millî bir idare sistemi kurmalıdır. Çünkü her milletin idare sistemi kendi şartlarına, tercihine ve millî özelliklerine göredir. Herhangi bir milletin sistemini olduğu gibi almak gerçeklere uymaz. ….. Aydınlar, kapitalist ve komünist
sistemleri aynen tatbike çalışıyorlar. Bunların hepsi taklitçiliktir. Her milletin durumunun başka olduğunu nazarı dikkate alarak, biz diyoruz ki, yeni millî bir doktrin, bir sistem lâzım. Bu doktrin Dokuz Işık’tır.”“Bu millî doktrin her şeyini Türklüğün tarihinden almış olan, modern ilmi, tekniği önder kabul etmiş olan bir görüştür. Bunun kuvvetini almış olduğu temel kaynak MÜSLÜMANLIK VE TÜRKLÜKTÜR. Türk insanına karşı sonsuz sevgi, insan haysiyetine karşı sonsuz saygıdır. Niye temel kaynak Müslümanlık ve Türklüktür? Çünkü, bu millet Müslüman
Türk milletidir. Türk olarak binlerce yıllık şanı, şerefi var. Bin yıldır Müslümanlığı benimsemiştir. Son 50-60 yıl içindeki aydınlar dine cephe almışlar, Müslümanlığı tanımamışlar, O’nu zararlı göstermişlerdir. Onlar diyor ki; Avrupa Hıristiyan olduğu için ileri
gitti. Biz Müslüman olduğumuz için geri kaldık. Bu böyle değildir. Ana meseleleri kavrayamayan taklitçi aydınlar yetiştirdiğimiz için geri kaldık.”“Geri kalmanın dinle alâkası yoktur. Varsa bile, bu da, dinin bazı din adamlarınca yanlış telkin edilmesi yüzünden olmuştur. Müslümanlık en mütekâmil dindir. İlme değer vermiş, ilmin, tekniğin ileri gitmesini sağlamıştır. Orta Çağda medeniyet, Doğu’da Müslümanlar
sayesinde kuruldu. O medeniyet İslâm Medeniyeti’ydi. Bugünkü Avrupa Medeniyeti, orta çağdaki, İslâm Medeniyeti’nden doğmuştur.”

 

“Bugün birçok batılı âlimin de ilmen tespit edip, kabul ettiği gibi, Batı Medeniyeti’nin temeli eski Yunan, eski Roma Medeniyeti, Hıristiyanlık değil, Türk-İslâm Medeniyeti’dir. Bu nasıl olmuştur? Türk- İslâm Medeniyeti’nin en yüksek zamanlarında, Haçlı Orduları Müslüman
memleketlerine girmiş; Avrupa bu büyük medeniyeti gördüğünde hayret etmiş, orduları geri dönerken, o medeniyetten ilhâm almışlardır. Haçlı seferleri yüz yılarca sürmüştür.”

“Bir çok Avrupalı âlimler İspanya’da, Endülüs Emevileri’nin hüküm sürdüğü tarihlerde Endülüs’te ilim tahsil etmişlerdir. Müslümanlardan ilim almışlardır. Riyaziye ilminin, onun bir kolu olan alcebra (cebir) ilmini Endülüs’ten öğrenmişlerdir. Astronomiyi
Müslümanlardan öğrenmişlerdir. Daha sonra Endülüs Devleti’nin yıkılması ile oradaki ilim kitaplarının Avrupalılarca kaçırıldığı ve bugün Avrupa kitaplıklarında bulunduğu bir gerçektir. Daha birçok Müslüman Türk âlimlerinin büyük buluşları vardır. En son, Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle ilim Avrupa’ya gitmiştir. İstanbul’u terk eden âlimler İtalya’da İslâm fikrini söylemişler, ondaki büyüklüğü anlatmışlar, ondan ilhâm alarak Rönesans’ı başlatmışlardır. Görülüyor ki, Avrupalıların ileri gitmesinin sebebi Hıristiyanlık, Türklerin geri kalmasının sebebi Müslümanlık değildir.”

“Milletler dinsiz yaşayamaz. Her milletin bir dini vardır. Din toplum için de sosyal bir müessesedir. Bu müesseseyi, hiçbir toplum hayatından söküp çıkaramamıştır. Komünistler din düşmanıdır ve derler ki, din milletleri uyuşturan bir afyondur. Fakat onlar bile bunu
söküp atamamıştır. Bugün Rusya’da kilise her şeyiyle yaşatılmaktadır. Toplumun hayatını mutlu kılmayı düşünen, toplumu yüceltmek isteyen aydınlar bunu nazarı dikkate almalıdırlar. Bunu size ilmî olarak söylüyoruz. Bir de, işin öteki cephesi var. Dinin insanları kötü yoldan
çeviren, mutluluğa götüren esasları olduğunu biliyoruz.”

“Demek ki Dokuz Işık’ın temel kaynaklarından birisi budur; Türklük şuuru, İslâm imanı, İslâm ahlâk ve fazileti…”

“Dokuz Işık’ın diğer kaynağı İNSAN SEVGİSİ, İNSAN HAYSİYETİNE SONSUZ SAYGI’dır. Türk milleti olarak, bizim millî karakterimizin bir hususiyeti vardır. Biz Türkler ne başkalarına uşaklık etmeyi, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyiz. İnsanlık haysiyetine saygı duymayan, Türk insanına karşı gönlünde sevgi taşımayan, Türk
milletini, Türk halkını hor gören zihniyete karşıyız. Dokuz Işıkçılar olarak bizler, Türk halkını, Türk insanını Allah’ın mukaddes bir emâneti telakki etmekteyiz. İdareci ve aydınların milletimizin bütün fertlerine bu anlayış içinde hizmet etmeleri, hangi mevkide olurlarsa olsunlar, mevki farkı, zenginlik farkı gözetmeksizin herkesin hakkına, hukukuna riayetkâr olmaları, ancak gönüllerinin insan sevgisi ve insan haysiyetine sonsuz saygı ile dolu olmasına bağlıdır.”

“Dokuz Işık, dokuz ana ilkeye dayanır. Bunlar:

1. Milliyetçilik,
2. Ülkücülük,
3. Ahlâkçılık,
4. Toplumculuk,
5. İlimcilik,
6. Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik,
7. Köycülük,
8. Gelişmecilik ve Halkçılık,
9. Endüstricilik ve Teknikçilik”tir ki, biz bu ilkeleri, bundan
sonra ki bölümde sırasıyla, Ülkücü Hareket’in merhum Başbuğu Alparslan TÜRKEŞ’in yazdıklarını iktibas ederek anlatmaya çalışacağız…

Böylece, merhum Alparslan TÜRKEŞ’in, 1965 yılında, CKMP’ne Genel Başkan seçilmesiyle birlikte, Milliyetçilik Türkiye’de ilk defa, bir ideoloji, hatta bir parti ideolojisi haline geldi… Getirildi… Bunu, Ülkücü Hareket’in Başbuğu merhum Alparslan TÜRKEŞ şöyle ifade
ediyor:

“Millet ve ülkemizi bölüp yıkmak isteyen her türlü yabancı ideoloji zehirlerinin panzehiri Türk milliyetçiliği ideolojisidir. Türk Milliyetçiliği bugün, bir dernek veya grup çalışması olmaktan çıkmış, partimizin ideolojisi olmuştur.”

Merhum TÜRKEŞ, DOKUZ IŞIK’ta da şöyle yazıyor:

“Amacımız, millî sınırlarımızın içinde yaşayan yurttaşlarımızı, hiç bir ayırım
yapmaksızın, din, mezhep ve ırk farkı gözetmeksizin kucaklamak, sevmek, insanca yaşama şartlarına kavuşturmaktır. Millet ve ülke bütünlüğümüzü bölücü, her türlü sınıfçı, mezhepçi ve ırkçı sistemlerin amansız düşmanıyız… Sınıfçı sosyalizme, kapitalizme, bunların birer sapması olan komünizme, faşizme ve nasyonal sosyalizme karşıyız. Başka milletlerin bir kültür ve tarih ürünü olan bu yabancı ideolojilerin Türk devlet felsefesinde yeri yoktur.”

Gerçekten de, DOKUZ IŞIK’ta her türlü sınıfçılığa ve işçi veya işveren iktidarına karşı çıkılıyor, milletin altı sosyal dilimden yani, köylü, işçi, serbest meslek mensubu, esnaf, memur ve işverenden meydana geldiği gibi, yönetim ile Millet Meclisi’nin de bu altı sosyal dilim tarafından teşkil edilmesi gerektiği ifade ve iddia ediliyordu ki, bu Türk milletinin Millî Bütünleşmesini sağlayacağı gibi Millî Demokrasi’nin kurulmasını da temin edecektir.

DOKUZ IŞIK kalkınma ve sanayileşme meselesine de özel bir ehemmiyet vermektedir… DOKUZ IŞIK Türkiye’de yıllardır uygulanan merkezden çevreye sanayileşme politikasını yanlış bularak, yerine çevreden merkeze doğru bir sanayileşme politikasının kurulması
gerektiğini ifade ve iddia etmektedir… Böylece bölgeler ve şehirlerarası kalkınmışlık dengesizlikleri ortadan kaldırılabilecektir…

DOKUZ IŞIK, her sahada olduğu gibi, kalkınma yolu bakımından da taklitçiliği reddetmektedir. İleri milletlerin çağına ulaşmak için, onların geride bıraktıkları mesafeleri aynen yürümemize gerek yoktur. Millî dinamizm ve potansiyeli, bir harp zamanı dikkati ve heyecanıyla seferber ederek, Türk milletini çağlar üzerinden aşırarak, atom ve füze çağına ulaştırmak, DOKUZ IŞIK’ın temel hedeflerinden biridir ve bu da orijinal bir tezdir.

DOKUZ IŞIK en büyük önem ve ehemmiyeti, her şeyin sebebi ve gayesi olan İNSAN’a ve O’nun eğitim ve öğretimine vermiş… Milliyetçi Eğitim Sistemi isimli bir eğitim projesi hazırlayıp, kamuoyuna duyurmuştur. Bu proje şimdiye kadar uygulanmış olsa idi, Türkiye’nin bugün yaşamak zorunda kaldığı meselelerin hepsi de daha meydana çıkmadan bertaraf edilebilecekti… Ne kadar acı…

 

Okunma : 2059
Bugünün en çok okunan haberleri
Gündem haberleri
Son dört günün en çok okunan haberlerini gösterir
Ayın en çok okunan haberleri için tıklayın
 
Bu ayın en çok okunan haberleri