Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşı olan İstiklal Marşı'nın kabulünün üzerinden 99 yıl geçti. Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınan ve çok farklı duygularla yazılan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921'de Birinci TBMM tarafından “İstiklâl Marşı” olarak kabul edilmişti. Hayatı boyunca yeniliklere açık olan, sürekli okuyan ve okuduğunu hayatına idrak eden milli şair Mehmet Akif Ersoy, kendinden sonra gelen yazarlara en umutsuz dönemlerde ortaya koyduğu eser yani İstiklal Marşı ile de örnek olmaya devam ediyor. Derin duygular ile yazdığı İstiklal Marşı'nı Safahat'a koymayan Akif'in; konulan 500 liralık ödül nedeniyle Ulusal Marş Yarışmasına ilk etapta katılmaması vatan ve millet sevgisinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
ÜMİTSİZ ANLARDA CESARETLENDİREN YANI VAR
Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, İstiklal Marşı'nın toplumu birleştiren bir ses ses bayrağı olduğunu dile getirdi. Türk bayrağının renk ve simgesiyle somut bir bayrak olduğunu, İstiklal Marşı'nın ise toplumu ümitsiz anlarda cesaretlendiren, o ruh ikliminde buluşturan bir ses bayrağı olduğunun altını çizen Arabacı, "En olumsuz dönemlerde bu tür birleştirici unsurlara ihtiyaç var. Akif, İstiklal Marşı'nı bize ümit, yiğit ve kahramanlık vesilesi olarak bize kazandırdı" şeklinde konuştu.
"MİLLİ ŞAİR" UNVANINI ÇOK ÖNCEDEN ALDI
Arabacı, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un sürekli sıkıntılar ile uğraştığını da belirtti. Akif'in zor günlerin adamı olduğunu söyleyen Arabacı, “Ülke, vatan ve millet zorda iken risk aldı ve ülkesine sahip çıktı. Trablusgarp, Balkan Harbi ve İstiklal Savaşını yaşadı. Balkan yangını sırasında büyük bozgunlar yaşandı. Milli toparlanışı sağlama anlamında ve İslam kardeşliğini zedeleyici şeylere karşı büyük bir mücadele içine girdi. Akif, 'Milli Şair' unvanını bilinen tarihten çok önce yani Balkan harbi sırasında almıştır” dedi.
"MARŞI ŞİMDİ BEN BİLE YAZAMAM" DEDİ
İstiklal Marşı'nın 724 marş okunduktan sonra yazıldığını hatırlatan Arabacı, daha sonra şunları kaydetti: “İstiklal Marşı, genel yapısı itibariyle Türk milletinin milli birlik ve mutabakat resmini yansıtır. Meclis başkanı Mustafa Kemal dahil, herkes Akif'in yazdığı İstiklal Marşını ayakta dinledi. Akif ,yarışmaya 500 lira ödül koyulduğu için girmedi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı resmi yazı yayınlayarak, Akif'in yarışmaya girmesi için ödülü kaldırdığını duyurdu. Milli Mücadele döneminde Konya'da gazetecilik yapan Feridun Kandemir, Akif ile bir röportaj yaptı. O dönem, İslamı dışlayan aydın kesim İstiklal Marşının içinde ezan, şehadet kelimeleri geçtiği için marşın değiştirilmesini istiyordu. Akif'in Avrupa'ya tek dişi kalmış canavar demesi onları iyice çıldırtmıştı. Kandemir, Akif'e böyle bir şey düşünüyorlar, siz bu konu ile ilgili ne düşünüyorsunuz dedi. Akif tarihe geçen 'Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın. Marşı, şimdi ben bile yazamam' sözü bu sorunun üstüne söylenmiştir.”
MARŞI YAZDIĞI VAKİTLER LEYLAYDI
Son olarak Akif'in İstiklal Marşını hangi duygular ile yazdığını da ifade eden Arabacı, şu ifadelerle konuşmasını noktaladı: “Ödülün kaldırıldığını duyunca Akif, gece gündüz çalıştı. Marşı yazdığı vakitler, leylaydı. Bütün ruh ve bedeni ile kendini marşa adamıştı. Zaten bu halde olmasaydı İstiklal Marşı'nı böylesine bir ilham ile yazamazdı. İstiklal Marşı içinde geçen 'Garbın afakını sarmışsa' beytini kalem bulamadığı için çakı ile dergahın duvarına yazmıştır. Yeni Akifler'de yetişmeli. Çünkü Akif, bu milletin evladıydı.”
Kaynak:Merhaba