Sağlığım elverdiği sürece sabah namazını eda ettikten sonra alışkanlık haline getirdiğim her sabah çarşımızda Halit Oflaz Caddesinde bulunan Çağrı Lokantasına uğrarım Adem Yavuz Caddesine zaman zaman da Berber Himmet Tömtöm ile sade kahve içtiğimiz olur. Sonrasında da bahçemde benim yolumu gözleyen kedilerimi beslerim.
Böylesi alışagelmiş gün içinde bahçe dönüşü Bakkalbaşı, Cumhuriyet ve Meydan Mahallelerini keşişliği Kıbrıs Caddesi üzerinde Rahmetli Hacı Mehmet Camızcı ve Eşinin Hayrı olan ve hala bakımını Ankara’da bulunan kızının takip ettiği çeşmeden su doldurayım dedim. Arabayı durdurdum.
Çeşme başında Müftülükten emekli, gönüldaşım Abdullah Sucu Hocam ve Kapalı çarşıda terzilik yapan ailecek tanıştığımız Kadir Selek Usta su dolduruyor buldum. Her ikisinin ortak noktası Saraycık Köylü olmaları ki, çocukluk yıllarımızda Meydan Mahallesine Saraycık Mahallesi denirdi. Apa Barajı yapımından dolayı genellikle Çumra’ya göçen Saraycık Köylü hemşerilerimiz bu mahalleye oturmuşlar.
Mezarlık Yolu üzerinde evi bulunan Saraycıklı Davut Ceylan Hoca Efendiyi arkadaşım Abdulkerim Çömçe ile ziyaret ederdik. Her zaman vardığımızda ya kitap okur ya da küçücük kara kalemle yazı yazarken bulurduk. Önce bize mevsimine göre meyve ikram eder sonra da bizim çocuk gibi değil büyüklerle nasıl sohbet ederse bizle de sohbet ederdi. Bil vesile Saraycıklı Davut Ceylan Hoca Efendiye Allah rahmet eylesin ahiret yurdu cennet olsun diyerek fatiha yolluyorum.
Abdullah Sucu Hocam ve Terzi Kadir Selek ile sabahın seher vaktinde samimi başka deyişle içtenlikle sohbet etik. Hep çeşme başında analarımız, bacılarımız, teyzelerimiz sohbet edecek değil ya biz de sohbet ediverelim dedik.
Abdullah Hocam;
- - Ahmet Başkan yarın çeşme başı sohbetini gazetedeki köşesinde yazar. Dedi. Kadir Selek Usta’da;
- -- Ahmet Ağabey yazarsa biz de okuruz. Dedi. Görüşmek üzere ayrıldık. Yanlış anlaşılmasın çeşmenin başından ayrıldık.
Çeşmeler Türk Kültüründe ayrı bir yeri vardır. Aynı bu çeşmenin Saraycıklı Hacı Mehmet Camızcı’nın hayrı olduğu gibi geçmişte birçok Devlet adamı, hayırsever hali vakti yerinde atalarımız çeşme ve su hayrı yapmışlardır.
Dağlarda buldukları su gözlerinin önüne pınar ve önüne havuz yaparak kurt kuş, küçükbaş büyükbaş hayvanlarımızın su ihtiyacının gidermesini sağlarlardı.
Arkadaşım Koçaşlı Hüseyin Atalay’ın babası rahmetli Hacı Mehmet Atalay Amcamız böylesi pınar çeşme hayırlarının olduğunu biliyorum.
Dilimizde duamızda çok tekrarladığımız “ SU GİBİ AZİZ OL” dileğimiz vardır değil mi?
Ben Baraj Mahallesinde doğdum büyüdüm. Atmışlı yıllarda Baraj Mahallesinde şehir şebeke suyu yoktu. İzzetbey Mahallesinde babamın arkadaşı Karamankırlı Cafer Kara’nın evindeki çeşmeden içme suyumuzu güğüm, destilerle içme suyu ihtiyacını gideriridk. Tarım Kredi Kooperatifi bahçesinden de su doldurmuştuk. 1968 yılında Abdullah Koyuncu Cami yapılınca cami şadırvanına su alındı bir zaman da buradan içme suyunu buradan doldurduk.
Sonrasın şehir su şebekesi mahalleye döşenince evlere çeşme alınmıştı.
Konya Yolu üzerinde Bağlar Mahallesi ve Meydan Mahallesi yol kenarında küçük kerpiçten kulübe gibi korunaklı gölgelikli kocaman musluklu maşrabalı küpler olduğunu biliyorum.
Rahmetli Zeki Müren’in şarkısı vardı;
Bu çeşme ne güzelmiş,
Su içecek tası yok,
Kırma insan kalbini,
Yapacak ustası yok.
Çekinme bu felekten,
Derdini söylemekten,
Vazgeçme iyilikten,
Çünkü ömrün sonu yok.
Zeki Mürenin bu şarkısı internetden aradım buldum ve tekrar dinledim.
Yine Zeki Müren’den - Bir Sokak Çeşmesi Oldu Gençliğim Şarkı Sözleri;
Bir sokak çeşmesi oldu gençliğim
Uzanan her tasa doldu gençliğim
Çerçevesiz kalmış bir resim gibi
Eğrildi kırıldı soldu gençliğim
On sekiz yaş ile otuz arası
Dile destan oldu her macerası
Aynaya bakınca yıllar sonrası
Ağaran saçımı yoldu gençliğim
Yaş kırkta testimiz doldu dolacak
Arzular hayaller toprak olacak
Bir ömür boyunca ne yazık ancak
Felekten birkaç gün çaldı gençliğim.
Ya Ferdi Tayfur ne diyordu?
Susadım çeşmeye varmaz olaydım,
Elinden bir tas su içmez olaydım.
Yolum düştü köyünüzden geçmez olaydım.
Gelmez olaydım, güzel yüzünü görmez olaydım..
…….
Türklerde suya ihtiram yani saygı Müslümanlıktan önceki devirleri de kapsar. İslamiyetin kabulüyle beraber suya saygı derinleşerek kültür ve anenelere kök salmıştır.
Bedensel ve ruhi temizliğe aracılık eden suyun kıymeti toplumumuzda “SU GİBİ AZİZ OL” temennisiyle taçlanmıştır.
“Şarkın sembolü, bir çınarla çeşme başıdır.” Diyen Nureddin Topcu’ya göre kainattaki hareketin, temizliğin, saflığın ve en önemlisi sonsuzluğun remzi sudur. Çeşmeler ait oldukları yere, bulundukları mekâna ve mimari tasarımlarına göre literatürde farklı şekillerde adlandırılır.
Meydan Çeşmesi, duvar çeşmeleri, namazgahlı çeşme, çukur çeşme, çatal çeşme, cami-şadırvan çeşmesi gibi..
Çatal çeşme deyince uzun yıllar önce Hadim İlçemizde Ezizlerin Ahmet Yılmaz, İhsan Kuduz ile rahmetli Maliyeci Mehmet Kuduz Amcanın yaptırdığı “ÇATALOLUK ÇEŞMESİ” başında piknik yapmıştık.
Rahmetli Mehmet Camızcı ve Hanımını hayrı çeşme başından dostlarla buluşmamız bize çeşme ve su ile ilgili yazı yazmamıza vesile oldu. Ne diyelim böylesi hayırların Cenabı Allah sayıların artırsın!
Ahmet YILDIZ 27 Temmuz 2023 Çumra