İstanbul’un Fethi’nin sembolü, beş asır İslam’a hizmet eden Ayasofya Camii, 86 yıldır Ezan-ı Muhammedi’ye hasret. Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya Camii’nin müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava kapsamında bugün duruşma yapacak. Yasa gereğince dairenin, aynı gün ya da 15 gün içerisinde kararını açıklaması gerekiyor.
DANIŞTAY 10. DAİRESİ DAVAYI GÖRÜŞECEK
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya Camii’nin camiden müzeye çevrilmesine ilişkin 1934’te alınan Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle 2016’da Danıştay’a dava açmış, karardaki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait imzanın da sahte olduğu belirtilmişti. Dava kapsamında 2 Temmuz’da duruşma yapılmasını kararlaştıran Danıştay 10. Dairesi, duruşmada davayı görüşecek, davacı derneğin iddialarını dinleyecek.
AÇILMASI İÇİN MAHKEME KARARINA İHTİYAÇ YOK
1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilen Ayasofya Camii’nin ibadete açılması için aslında mahkeme kararına da gerek yok. Orhan Gazi’nin İznik’i fethinin ardından camiye çevirdiği, daha sonra uzun zaman müze olarak kullanılan İznik Ayasofya, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talebi, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ‘olur’u ile 2011 yılından bu yana cami olarak kullanılıyor. Aynı durum Ayasofya Camii için de geçerli.
Beş asır cami olarak İslam’a hizmet eden Ayasofya Camii bir asra yakındır Ezan-ı Muhammedi’ye hasret. Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya Camii’nin müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava kapsamında duruşma bugün yapılacak.
SULTAN FATİH’İN EMANETİ
Fatih Sultan Mehmet Han’ın, İstanbul’u fethederek kapılarını İslâm’a açtıktan sonra bizzat parasını ödeyerek Müslümanlara vakfettiği Ayasofya Camii için, asli amacının dışında kullanılmaması ve korunmasına ilişkin yayınladığı vakfiyesinde şu ifadeler yer alıyor: “Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse…, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, açıkça büyük bir haramı işlemiş olur. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. “Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”