Cumhurun başkanı seçildi
Anayasa değişikliğiyle başkanlık sistemine geçip üniter yapıyı bozmayı amaçlayan AKP’de algı operasyonu sürüyor. Binali Yıldırım, Erzincan’da katıldığı bir toplantıda çok yakını olan Erdoğan’ın, başkanlık arzusunu dillendirdi. Yıldırım, Erdoğan’ın yüzde 52 ile milletin desteğini aldığını hatırlattı.
Anayasa yamalı bohça
Türkiye’nin geleceği için başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini belirten Yıldırım, şöyle dedi: Son yapılan referandumla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, esasında fiilen başkanlık sistemi gelmiş durumda. Türkiye, yamalı bohçaya dönmüş bu darbe anayasasından kurtulacak.
HDP pazarlığa kapı açtı
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “özerklik” içeren şartları karşılığında yeşil ışık yakma sinyali verdi. Demirtaş, “Yerinden yönetimin, parlamenter sistemin, katılım mekanizmalarının yani halkın karar alma mekanizmasına katılımın güçlendirilmesini öneriyoruz. Anayasa tartışmasına hazırız” dedi.
“Başkanlık, fiilen gelmiş durumda”
1 Kasım seçimlerinden sonra AKP’li kurmayların sürekli gündemde tuttuğu başkanlık sistemi için Binali Yıldırım da konuştu: Türkiye, yamalı bohçaya dönüşmüş darbe anayasasından kurtulmalı.
AKP’nin 7 Haziran seçimleri öncesinde sürekli dile getirdiği ancak 1 Kasım seçim sürecinde bir anlamda rafa kaldırdığı başkanlık sistemi yeniden gün yüzüne çıktı. AKP’nin tek başına hükümet kurma imkanına kavuşmasının ardından Recep Tayyip Erdoğan’ın da ısrar ettiği başkanlık için iktidar partisinin kurmayları “Başkanlık sistemine geçilmeli” yönünde art arda açıklama yapıyor. Son açıklamayı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, son referandumla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle esasında fiilen başkanlık sisteminin gelmiş durumda olduğunu belirtti. Erzincan’da konuşan Yıldırım, başkanlık sistemini şu sözlerle savundu: “Başkanlık sisteminin konuşulması lazım. Başkanı seçiyorsunuz, 4 yıl sonra tekrar seçiyorsunuz. Beğenirseniz tekrar, beğenmezseniz değiştiriyorsunuz. Meclis daha da güçleniyor. Şimdiki sistemde nasıl. İktidar partisi Meclis’e hakim oluyor. İktidar partisinin istediği her şey Meclis’ten geçiyor, istemediği geçmiyor.”
Darbe anayasası
Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu sistem gerçek yönleriyle konuşulmalıdır. Görülecektir ki işin hiç de öyle anlatıldığı gibi bir şey olmadığı, bilakis Türkiye’nin daha hızlı karar vermesi, daha istikrarlı, daha güçlü yönetimlere sahip olması için sistem değişikliğine ihtiyaç var. Bizim sistemimiz şu anda ne parlamenter ne de başkanlık sistemi. Son yapılan referandumla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, esasında fiilen başkanlık sistemi gelmiş durumda. Bütün bunların her yönüyle toplumda tartışılması gerekiyor. Sorular, ön yargılar, ne varsa hepsi konuşulacak, görüşülecek ve sonunda Türkiye için en güzel çözüm neyse halledilecek. Türkiye, artık yamalı bohçaya dönüşmüş bu darbe anayasasından da kurtulacak. Bu anayasa artık Türkiye’nin gelişmesini yavaşlatıyor.”
Türk tipi model
Başkanlık sistemini, 1 Kasım’dan sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, ilk olarak gündeme taşımış ve Başkanlık sisteminin Türk tipi model olacağını söylemişti. AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ da “Bunu tartışalım konuşalım. Türkiye’nin sistem tartışmasından kaçınması Türkiye’yi bir yere götürmez. Bunu konuşmakta ne zararı var?” sözleriyle savunmuştu. AKP’nin anayasa çalışmalarının mimarlarından MKYK üyesi Mustafa Şentop, yeni anayasada önceliğin temel hak ve özgürlükler değil başkanlık sistemi olduğunu belirtmişti. Erdoğan’ın akıl hocalarından olduğu bilinen ve AKP İstanbul Milletvekili İsmail Kahraman da “7 Haziran’dan sonra yaşadıklarımız Türkiye’de sistemin tıkandığını ve başkanlığın ne kadar gerekli olduğunu gösterdi” diye konuşmuştu.
14 Ağustos’ta Rize’de açıklamıştı
Recep Tayyip Erdoğan, 14 Ağustos’ta Rize’de yaptığı açıklamada anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarını değerlendirirken, “Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun Anayasal olarak kesinleştirilmesidir’demişti. 10 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle yeni bir döneme girildiğini kaydeden Erdoğan, ”Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı elbette yetkiler çerçevesinde, ama doğrudan millete karşı sorumlu olarak görevini yürütmek durumundadır, ister kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişilmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun Anayasal olarak kesinleştirilmesidir“ diye konuşmuştu.
Kaynak:Yeniçağ
