Çumranın Sesi

Çumranın Sesi

30 Nisan 2024 Salı
"Yayın yasağıyla kimler korunmak isteniyor"
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ankara'daki patlamayla ilgili getirilen yayın yasağı ile ilgili, "Bu doğrudan doğruya gerçekten 3 maymun hikayesi, 'görme, duyma ve konuşma.
Kategori : GÜNDEM
17 Ekim 2015 08:54
 
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ankara'daki patlamayla ilgili getirilen yayın yasağı ile ilgili, "Bu doğrudan doğruya gerçekten 3 maymun hikayesi, 'görme, duyma ve konuşma.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Ankara'daki patlamayla ilgili getirilen yayın yasağı ile ilgili, "Bu doğrudan doğruya gerçekten 3 maymun hikayesi, 'görme, duyma ve konuşma.'Dolayısı ile bugün kameraman arkadaşlar bunları çekecekler ama verecekler mi vermeyecekler mi bilmiyorum. Bu yayın yasağıyla kimler korunmak isteniyor, neden korunmak isteniyor, neden sorgulanması istenmiyor, üstünün örtülmek istendiği bazı konular mı var?" dedi.

 

MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Ankara'da 97 kişinin öldüğü bombalı terör saldırısıyla ilgili yayın yasağına tepki gösterdi. Vural, "Neredeyse tren garının resimlerinin bile yasaklanacağı bir ortam. Bu aslında 12 Eylül döneminin 'yasak kardeşim'idaresinin tipik bir yansıması." dedi. 

 

MHP İzmir İl Başkanlığı'nda masasına koyduğu üç maymun maketiyle basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmeler yapan Vural, saldırının neden olduğu, kimlerin yaptığı, hangi amaçlara ulaşılmak istendiğiyle ilgili kamuoyunda ve medyada sorgulamalar devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Sulh Ceza Hakimliği'nin haber, görüntü, röportaj, eleştiri ve benzeri her alanda bu konuyla ilgili yayın yasağı getirdiğine dikkat çekti.

 

Yayın yasağına tepki gösteren Vural, "Bu doğrudan doğruya üç maymun hikayesi; görme, duyma ve konuşma. Dolayısıyla bugün kameraman arkadaşlar bunları çekecekler ama verecekler mi vermeyecekler mi bilmiyorum. Bu yayın yasağıyla kimler korunmak isteniyor, neden korunmak isteniyor, neden sorgulanması istenmiyor, üstünün örtülmek istendiği bazı konular mı var?

Gerçekten bunları hep birlikte sorgulamamız gerekiyor. Bununla ilgili olarak bakıldığında soruşturma dosyasının ve soruşturmanın aydınlatılması konusunda girişimler nasıl etkiler, bir şeyin üstünü örtmek midir, yoksa bunu elbette soruşturmaya zarar vermeyecek şekilde sorgulamak mıdır? Medyası susan, basını susan ülkede olaylar nasıl aydınlatılacak, vatandaş nasıl bu konuda bilgi sahibi kılınacak?

 

Haber, röportaj, eleştiri yasak ve benzeri. Eleştiri yasağı diye bir yasak nasıl olabilir? Yakında 'düşünmeyeceksin'diye bir yasak getirirlerse, 'sen bunu düşündün'diye gerçekten bizimle ilgili işlem yapsa nasıl olabilir? Bu yasak, sorumluların üstünü örtebilecek mi? Bu bakımdan üç maymunu oynayın denilen bir ülkede, hangi vakanın çözülmesini bekleyebilirsiniz?" diye konuştu.

 

'BEYEFENDİ, RTÜK'E GÖNDERDİĞİMİZ İNSANLAR KANUNLARA GÖRE ÇALIŞIR'

Medya ve basın üzerinde son zamanlarda önemli ölçüde kısıtlamalar ve baskılar meydana geldiğini, gazetelere, gazetecilere, medya gruplarına yönelik saldırılar olduğuna kaydeden Vural, çeşitli medya gruplarının fiili olarak platformlardan, uydulardan çıkarıldığı noktaya gelindiğine dikkat çekti. 1 Kasım seçiminden önce vatandaşın özgür iradesi tecelli edeceği yerde, vatandaşın gözünün kapatılmasını, kulağının sağır edilmesini, dilinin kesilmesini istemenin demokratik toplumdan uzaklaşmak anlamına geldiğini dile getiren Vural, "Bilindiği gibi RTÜK de dijital platformdan bazı yayınların çıkarılmasıyla ilgili bir karar verdi.

 

Kimin suçu varsa mahkeme kararıyla yerine getirilmeli ama bir dijital platformun, medyanın keyfi bir şekilde, siyasi saiklerle hareket etmesi, medya özgürlüğü açısından problem teşkil eder. Bununla ilgili daima eleştirilerimizi yaptık. RTÜK de verdiği kararla bu platformdan çıkarma kararının doğrudan doğruya RTÜK Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca, 'Platform işletmecileri, medya hizmet sağlayıcı kuruluşları tarafsızlık ve hakkaniyet ölçüsünde makul ve ayrımcılık içermeyecek koşullarda hizmet vermek zorundadırb'hükmüne binaen bu iradesini ortaya koymuştur. Kimin ne yapacağı, ne yaptığı önemli değil ama böyle idarenin, yürütmenin etkisiyle, 'Şu yayını çıkarın, uydudan indirin'dediğimiz zaman bundan sonra hiç kimse kendini güvende hissedemez. Otoriter, baskıcı yaklaşımlarla insanların özgürlüklerini kısıtlayacak şekilde bakılamaz." dedi.

 

'SEN DİGİTURK'ÜN AVUKATI MISIN?'

RTÜK üyelerinin aldığı karar üzerine Yalçın Akdoğan'ın, "Milli güvenlikle ilgilidir, milli meseledir." şeklindeki açıklamasına tepki gösteren Vural, "Anayasa'da, kanunlarımızda var. Milli güvenlikle ilgiliyse, eğer bir suç teşkil ediyorsa bununla ilgili mahkemeler var. Bunun kararını kim verecek?

Tam bir sivil dikta arayışıdır, kanun olmadan, hukuk olmadan, fiili olarak insanların şu ya da bu şekilde yaptığı yayınları kesmek. Eğer suçta varsa, bilmem terör örgütüyle alakalıysa mahkeme kararını alın, çatır çatır kapatın, lisansını iptal edin. Şimdi bunların yapmıyorsunuz, sen Digiturk'ün avukatı mısın ya, Digiturk senin mi? Yalçın Akdoğan'ın bu konuda verdiği ifadeyi dikkate aldığımızda Digiturk, AKP'nin malıymış gibi davranıyor" dedi.

 

Vural, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Şimdi Digiturk'le ilgili konuda AKP'li üyeler aleyhte karar veriyor, çelişkiye bakar mısınız? Politize edilmiş RTÜK budur." şeklinde konuştu. Bir yıl önce bir platformdan çıkarılmayı, platformun ayrımcılık yaptığına ilişkin değerlendirerek uyaranların, bugün yapılan konusunda, 'Efendim biz niye karışıyoruz?'diyebildiğini anlatan Vural, şöyle devam etti:

 

"Bugün RTÜK karar verip, 'Ayrımcılık yapmaktadır'diye uyarıyorsa ey YSK, hepimizi yayından, uydudan indirirlerse, bir tek 'AKTRT'yayında olursa ne olacak? Böyle bir keyfiliğe izin verilmesi mümkün değildir. Bu karar bu açıdan bakıldığında, eski kararları dikkate aldığımızda AKP üyelerinin siyasi saiklerle hareket ettiği, Yalçın Akdoğan'ın da siyasi saiklerle konuyu değerlendirdiği açık ve nettir." (CİHAN)


Okunma : 1176
Bugünün en çok okunan haberleri
Gündem haberleri
Son dört günün en çok okunan haberlerini gösterir
Ayın en çok okunan haberleri için tıklayın